Teşekkürler Neslican!

Karanlık olmadan yıldızları göremez insan… Bu sözlerden alıntı yapmıştı Neslican Tay! Herkese umut oldu.
Henüz 19 yaşındayken vücudundaki tümörün alınması için sol bacağını kaybetmişti. Hastane odasında sanki onu kaybedeceğini anlamışcasına iki bacağını birbirine sürtmek olmuş son yaptığı şey! Narkozun etkisinden kurtulup uyandığında ilk sorduğu soru “Saat kaç” olmuş. Sabah 06.00 olduğunu öğrenince ameliyatın süresinin beklenenden farklı olduğunu anlamış ve bacağının alındığını hissetmişti. Üzerindeki battaniyeyi kaldırdığında sol bacağı artık yoktu! Kendi deyimyle hayatının 19 yılındaki en büyük yıkımdı! Ancak, yıkılmadı ve asla pes etmedi! Yavaş yavaş bu duruma alışıp, şortunu giydi ve avm’leri gezmeye başladı. Hemen her gün kalabalık ortamlarda gezdi. Bilerek, isteyerek! Zaten, saklayacak bir şeyi yoktu. Gönlü öyle istemişti. Kimse ona acıyan gözlerle bakmasın diye “Bacaksız geldi” diye şakayla bağırarak ortamlara girdi. Hep güldü, güldürdü. Kendisini sevdi, durumunu kabullendi. İsyan ederek değil, “gülerek” savaştı!
Ve 1 yıl sonra… 20 yaşındaydı! Bu kez kanser, akciğerine sıçramıştı. Onunla da savaşmasını bildi. İnsanlara umut aşıladı. Yaşamının 21’inci yılında ise, son iki yıldır her gece izlediği yıldızların yanına gitti.
Hani, “Ne kadar yaşayacağımı bilmiyorum. Siz de bilmiyorsunuz” diyorsun ya güzel kız! Sen bu kısacık ama içi umut dolu hayat hikayenle bize o kadar şey öğrettin ki, sen hep kalbimizin bir köşesinde yaşayacaksın.
Bize ‘Ne kadar da saçma şeylere üzüldüğümüzü’ hatırlattığın için… Biz erkeklerin hiç anlatamadığı belki de bilmediği “Güçlü Kadın”ın, aslında “Güçlü İnsan”ın gerçekte ne olduğunu gösterdiğin için… Ve “gülerek savaşmayı” öğrettiğin için… Çok teşekkürler Neslican! Yıldızlara bizden selam söyle!