Medya

İbrahim Çelikkol Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

İbrahim Çelikkol, 14 Şubat 1982 tarihinde Kocaeli’de doğmuştur. Türk dizi, sinema oyuncusu ve daha önceki model.

Ismi: İbrahim Çelikkol
Doğum Tarihi: 14 Şubat 1982
Doğum Yeri: Kocaeli
Boyu: 1.87 m.
Kilosu:  80 kilo
Burcu: Kova
Göz Rengi: Kahverengi
Annesi: Ayper Çelikkol
Babası: Süheyl Çelikkol
Eşi: Mihre Mutlu
Çocuğu: Ali Çelikkol
Kardeşleri: Aslı Çelikkol
Instagram: https://www.instagram.com/ibrahimcelikkol41/
Evcil Hayvanları: Köpekleri var.

Ailesi: Anne tarafı Selanik muhaciri, baba tarafı ise Arap orijinli.
Annesi de aynı yerde ofis şefiydi. Emekli olduktan sonra ev hanımı oldu. Babası da emekli olduktan sonra kendi işyerini açtı.Öğretim vazifelisi olan bir ablası var. Henüz 18 yaşındayken babasını kalp krizinden kaybetti. Babası ölüm edince annesi ile birlikte İstanbul’a ablasının yanına yerleşti. 2017 senesinde mimar Mihre Mutlu ile yaşamını birleştirdi Çiftin Ali isminde bir oğlu var. “Herkesin ailesi özeldir, benimki de öyle. Kendimi çok kaderli seziyorum.
Bayanların içinde geliştim ben, anne, teyze, hala, babaanne. Kafama nereye çevirsem bayandı. Becerikli bayanlar, yapıcı bayanlar, yaşamı kotaran bayanlar. Bu nedenle onları mükemmel kavradığımı düşünüyorum. Anneannem, annem, ablam yaşamımın en ehemmiyetli karakterleri oldular. Ve sonra da eşim. Çevrenizde çok bayan olunca onların hislerindeki inceliği keşfediyorsunuz.”

Çocukluk seneleri: Aynı zamanda ulusal futbolcu olan babasının da yönlendirmesi ile basketbola başladı.
Evvel Kocaelispor’da, sonra birinci ligde OyakRenault’da basketbol oynadı ardından Genç Ulusal Ekip’la sahaya çıktı bütün 15 sene. “ Babam her mevzuda olduğu gibi spor mevzusunda da beni her zaman destekleyip heveslendirdi. Onun gibi bir babanın oğlu olmanın ne büyük baht olduğunu bugün çok daha net bakabiliyorum. Çocukluk senelerimi her kezinde özlemle anıyorum. Çocukluğumda samimiyet, beraberlik ve hürlük vardı. Babamı kaybettikten sonra basketbolu bırakma kararı aldım.
Tam maçlarıma kazançtı. O can verdikten sonra, sahaya çıkıp babamı bakamamak bana rahatsızlık verdi. ‘Her seferinde gözlerim tribünlerde onu arayacaksa, o sahaya hiç çıkmam daha iyi!’ dedim. Yaşamda her şey sizin tasarladığınız gibi gitmiyor. Bazı dönüm noktaları yaşamınızı tanımlayan kararları almanızı sağlıyor. Bu da öyle bir şeydi. Bir dönüm noktası ve almam gereken bir sonuc. Ben oyunculuğu tercih ettim.”

Yaşamının dönüm noktası: Oyunculuğa başlamadan evvel profesyonel modellik yaptı.
“Aniden bana doğru geldi, şöyle baştan aşağı süzdü, ‘Sen nesin böyle!’ dedi. ‘Kesinlikle modellik yapmalısın!’ Ve ajansının kartını verdi. ‘Yok ya, ne işim var!’ dedim. Aramadım. Ama sonra Akmerkez’de aynı bayanla bir kere daha karşılaştık, ‘Niçin gelmiyorsun ajansa?’ dedi. Bir ay sonra ceketimin cebimden o kart çıktı. ‘Bari bir çevireyim’ dedim. Yerlerini bildim. Gittiğim gün Vakko’nun defile tercih etmeleri varmış. Hemen beni Vakko’ya gönderdi.
19 yaşında seçilen tek Türk model oldum. Ve defileye çıktım, Ankara, İzmir, Almanya. Yürüyorum ama nasıl yürünür öğrenmeden. Sonra başka defilelere çıktım. Ve kendimi manken olarak buldum. Sonra İtalya’ya gittim. Para kazanmaya başladım. Osman Sınav’la tanışmam ve onun sürüklediği ‘Pars: Narkoterör’ filminde ‘başkomiser Şamil Baturay’ rolünün verilmesi ile oyunculuk yaşamına adım atmış oldum.

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon serüvenine, 2008 senesinde Osman Sınav’ın sürüklediği ‘Pars Narkoterör’ dizisinde başrol oynayarak başladı.

Hangi proje ile parladı? 2012 senesinde, ‘Fetih 1453’ filminde canlandırdığı ‘Ulubatlı Hasan’ karakteri ile büyük akustik uyandırdı.

Şahsiyet özellikleri: Tabiatl, oyunsuz, açık sözlü, mütevazı, tabiat aşığı.
Dolayısıyla karşımdakinden de her zaman açık ve net olmasını beklerim. Palavra söylenmesi, ablavut yerine konulmak en tahammül edemediklerim arasında. Doğrularımla, yanlışlarımla neysem oyum. Elbette herkesin gelişime açık alanları var. Ben de bunları kabullenerek, üzerine giderek geliştirmeye çalışıyorum.”

Düşünce yapısı: Adalet duygusuna çok umursuyor.
İnsanlarla ilişkim gayet hoştur. Herkesle iyi uyuşurum, onlar benim neler yaptığımı öğrenir. Bana hep, ‘Seninle ilgili insanların öğrenmediği o kadar çok şey var ki, neden bunları paylaşmıyorsun’ derler. ‘Evet bende bunlar da var’ demeyi beğenen biri değilim. Olmak da istemiyorum. Kendimi yakın hissettiğim dostlarımla güzel şeyleri tabii ki paylaşıyorum. Ama kendimle ilgili çok fazla konuşmayı hoşlanmıyorum belki de işimle alakalı heyecanlandığım bir şeyi cemiyetle paylaşırken sevinç alabilirim.

Mutluluk kaynağı: Kadın hakimiyetinin dominant olduğu bir ailede gelişmiş olmaktan mutluluk dinliyor.
Ailemdeki bayanlar sayesinde daha hoş bir yaşam yaşadığımı düşünüyorum.

İlk sinema filmi: Faruk Aksoy/ Fetih 1453

Aşka bakışı: “Aşkı istekli yaşarım zati isteksiz aşk olmaz. Ancak yalnızca aşkta değil, yaşamın genelinde büyük cümleler kurmaktan hep kaçınmışımdır. Yaşam insana her şeyi yaşatabilir. Ama aşka ve onun eforuna; insanda yarattığı tesire, pozitifliğe, farklılığa çok inanırım. Karıma çılgın gibi aşığım.
Her şeyden evvel evlendiğiniz bireyle arkadaşsanız, ebedi bir yol dostu ediniyorsunuz. Herkes, ‘evlenince hayatına kumpas geliyor’ derdi de inanmazdım. İnanmak gerekirmiş.”

Hayata bakışı: Hayatta kazanmak veya kaybetmek mevzularını çok düşünen bir insan değil. Hayat önüne ne getiriyorsa onu yaşıyor. Bunun üzerine kendince yorum yapmayı da anlamsız tespit ediyor. “Hayatta kaybedebilirsin, kazanabilirsin. Neyi kaybediyorsun ki gerçeğinde? Belki o kazandığın bir şeydir.
Hiçbir biçimde kafaya takmıyorum.”

İş yaşamına bakışı: Bulunduğu konumun değerini öğreniyor ama çok da ciddiye almıyor. “Hayat, bizi bir yerlere getiriyor ama buradan alıp başka yerlere taşıyacak. Bulunduğum konumun değerini öğreniyorum ama yaptığım şeyi ciddiye alıyorum, kendimi değil. Oynadığım karakterler gereği bana maço, kaba stilinde sıfatları yakıştırıyorlar. Bunlardan hiç biri değilim, uzaktan yakından ilgim yok. Ama tabiat adamıyım.”

Kariyer tasarıyı: Genelde sert, isyankar ve maço karakterleri canlandırıyor ama bu şahsi seçimi değil.
Aksine karakter spektrumunun oyuncu için tesirli bir esin kaynağı olduğunu düşünüyorum. Her değişik karakter, yeni bir sen doğuruyor. Ben yalnızca iyi bir oyuncu olmaya çalışıyorum. Oyunculuğun ucu bucağı yok. Ben de iyi bir oyuncu olabilmeye çalışıyorum. İlk zamanlarda bu ‘yakışıklı adam’ sözü rahatsız ediyordu. ‘Yakışıklı, fiziği muntazam ama oyunculuk ismine bir halt yok!’ diyorlardı. Gerçeğinde doğruydu da açıkladıkları. Zira ben de o zaman bu işi özümseyememiştim.
Kendimi geliştirebileceğim karakterler tercih etmeye çalışıyorum. Her set benim için bir mektep. Hiçbir zaman ‘Oyuncuyum’ diye dolaşan bir adam olmadım, olmayacağım. Değilim zira. Bunun için 40 fırın ekmek yemem gerekli.”

Gelecek Hayali: “Zaman, bir yanılsama mı yoksa reelin kendisi mi ayırt etmek pek basit değil. Gayelerim her zaman oldu ama temenni içinde olmadım. Bugün durup baktığımda zamanın bana getirdiklerini bakıyor, hoşlanıyor ve şükrediyorum.”

Bayanda sürükleyicilik kriteri: Çirkef , palavra konuşan ve hürmetsiz bayana tahammülü yok.
İşten çoğala kalan zamanlarında kendini tabiatın içine atıyor. Yolunu tabiatta tespit ediyor. “Zira kent bana kaotik geliyor. Haftada en az iki gün ormanda müddet geçirmeye çalışırım. Akyaka’da Kanvas Dağı’na çıkmayı orada müddet geçirmeyi, kamp kurmayı ve oradaki yakın dostlarımla beraber olmayı beğeniyorum. En iyi yürüyüş rotası bence budur.”

Evde ne yapar? Evde olduğu zamanlarda eşiyle birlikte spor yapmaktan, beraber yemek pişirip uzun, iri bir sofra kurmak ve sevinçle sohbet etmekten zevk alıyor.

Tahammül edemediği insan tipi? Kendini olduğundan değişik göstermeye çalışan insanlara tahammül edemiyor.

TELEVİZYON DİZİLERİ

2008 -Pars: Narkoterör /Şamil Baturay

2009 -M.A.T.

İlgili Haberler

Başa dön tuşu