Kültür ve Sanat

Christopher Nolan Filmlerinde Gerçeklik Hissini Yaratan Teknikler

Christopher Nolan filmlerini mercek altına alan video essay, rejisörün filmlerinde asıllık hissini sağlamak için müracaat ettiği teknikleri gözler önüne seriyor.

Christopher Nolan, açık bir anlamsal önerme ile düşler ve bilinçaltının derinliklerine odaklandığı Inception, zaman yolculuğu ve uzayı bir araya getirdiği Interstellar, süper kahraman kâinatlarına girdiği Batman filmleri gibi pek çok büyük bütçeli ve karışık filmlere imzalaydı.
Özellikle olası olabildiğince CGI teknolojisinden uzak durmaya çalışan Nolan, fiziksel asıllığı elde edebilmek için 70mm IMAX kamerası kullanıyor. 


The Discarded Image kanalının hazırladığı video essay, Christopher Nolan’ın filmlerde asıllığı olası kılabilmek için nasıl bir görüntü yönetimi tasarladığına odaklanıyor. Nolan’ın filmlerindeki atmosfere uygun set ve prodüksiyon tasarımına değinen video, rejisörün filmler süresince değişen kamera kullanımına ve estetiğine odaklanıyor.
Bunun için iki ehemmiyetli noktadan bahsediliyor. İlk olarak kamera ebadının ve ağırlığının hareketi oldukça zorlayıcı kılması. Öbürü ise kaydolunan görüntünün etkileyici olmasının yarattığı gerilim. Özellikle 2016 yapımı Dunkirk filminde, benzer cinsten örneklerinden değişik olarak kurgusunun daha az kompleks oluşu buna bir örnek olarak veriliyor. Görüntünün içi ne kadar sansasyonel ise kamera hareketi veya kurguya o kadar az alan kalıyor ki bu da Nolan’ın sezdirmek istediği duyguları daha hakikatçi kılıyor. 

Nolan’ın filmografisinden pek çok örnekle anlatılan video essay ayrıca rejisörün kullandığı öteki tekniklere de odaklanıyor.
Hakikat çekimlerin ergonomik olmadığı koşullarda sahneleri CGI ile kuvvetlendirmek zorunluluğunda kalabiliyor. Ancak rejisör post prodüksiyon düzeyinde buna yönelse de CGI’a müracaat etmeden evvel yapılabilecek her şeyi yapmak istiyor. 

The Discarded Image kanalının hazırladığı video essay’i buradan seyredebilirsiniz.

Kaynak: The Discarded Image

.

İlgili Haberler

Başa dön tuşu